Muharrem Ertaş Kimdir?

Herhangi bir filtre seçin ve sonuçları görmek için Uygula'ya tıklayın

1913 yılında Kırşehir'in Yağmurlu Büyük Oba köyünde dünyaya geldi. Küçük yaşta dayısı Bulduk Ali’den bağlama çalmayı öğrendi. Muharrem Ertaş’ın esas hocası Yusuf Usta’dır. Yusuf Usta, yöresinin anonim ezgilerinin yanı sıra, daha çok Toklumenli Âşık Said’in şiirlerini çalıp söylemiştir. Bildiklerini Muharrem Ertaş'a da öğreten Yusuf Usta, yörenin en ünlü saz ustalarından birisiydi.

Abdal müziğinin en büyük ustalarından biri olan Muharrem Ertaş, yaşadığı dönemden günümüze birçok büyük sanatçıya, çalış ve söyleyiş biçimiyle model olmuştur.

Muharrem Ertaş’ın adı, bir televizyon programında okuduğu, sözleri Dadaloğlu’na ait ünlü “Avşar Bozlağı” ile yurt genelinde duyulmuştur.

Muharrem Ertaş; etkileyici sesi ve bağlama icrasındaki ustalığıyla kimsenin söyleyemediği, bilmediği bilenlerin ise asla bu derece güzel ve etkileyici okuyamayacaklarını itiraf ettikleri türküleri, ağıtları ve halay havalarını müzik kültürümüze kazandırmıştır. Sanatçı için çalıp söylemek her şeyden önce bir yaşam biçimidir. Ömrünün son anına kadar sanatını yaşatan büyük usta, mütevazı kişiliği ve eşsiz sanatıyla yeni kuşak sanatçılar için örnek alınacak dev bir ekoldür.

Muharrem Ertaş 3 Aralık 1984 tarihinde aramızdan ayrılmıştır, müzik kültürünün en özgün örneklerini içeren özel repertuvarı ve icra üslubu ile yaşamaya devam etmektedir.


Güzel Sanatlar Lisesi - Çalgı Eğitimi - Bağlama 10 Kitabından alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: 

Benzer İçerikler

Rastgele Parça

(Söyle Bana)
Neden hep kader, ödetti bedel
Bir tarafım dert hala yangına
Koştum bilmeden hiç düşünmeden
Herkes yanımdaydı bir an düşene dek

Denedim yeter sonu görmeden
Üstesinden gelemem hala galiba
Tükenmişim ben bir yanım hisseder
Kalkamam bu yerden tutmazsan elimden

Kırdın kırk yerimden
Kalkta tut elimden
Çıkmam hiç sözünden senin
Kördüm hep dururken

Soldu gözlerimde hayat
Yoktun düştüğümde
Çalmadı kapım hiç
Bekle bekle yok kimse

Bekle bekle yok kimsem
Kavgalarla geçti zaman
Sonum neydi bilmem ben
Giderken bu evden

Bir yolum yok, bir yanım boş
Umudum ol

Daha değil gitme baba
Silinmez aklımdan
Yazık etme bana
Elimi tut

Kalk uyan o mezardan
Ölemezsin baba
Büyümedim hala
Uyan